Nazi Almanya’sında savaşı kazanmak adına birçok insanlık dışı suç işlendi. Buna rağmen Hitler’in Nazi ordusunu kurmak için gerçekleştirdiği beyin yıkama programını çok fazla kişi bilmez. Nasıl mı? Okumaya devam edin.
Kaynak: https://encyclopedia.ushmm.org/conten…
Hitler 1933 yılında güce geldiğinde aklında tek bir şey vardı ki o da kendi Nazi ordusunu kurmak. Hitler bunun en kolay yolunun savunmasız çocukların beynini yıkamaktan geçtiğini iyi biliyordu.
Böylece Alman çocuklarının beyninin yıkanacağı yaz ve hafta sonu programları hazırladı. Bu programlar için kullanılan kitaplar Nazi ideolojisini aktarmak için özel hazırlanmıştı ve ülke genelinde her fırsatta ‘Heil Hitler’ denmesi zorunlu bir kural haline getirilmişti.
Buradaki çocuklar genç yaştan askeri eğitimler alıyor, Nazi ideolojisi ile yetiştiriliyor ve Yahudilere karşı nefret aşılanıyordu.
Ailelerin bu konu hakkında yapabileceği bir şey yoktu. Yemek duasını ‘Heil Hitler’ ile bitirmek ya da yatmadan önce ‘Heil Hitler’ demek gibi birçok kural getirilmişti. Karşı gelmeye çalışan aileler vatan haini olarak ilan ediliyordu!
Hitler sonunda istediğini elde etmişti. Emirlerine uyacak kendi Nazi ordusu!
İkinci Dünya Savaşı’ndaki Nazi ordusunun ortalama yaş oranının 20’li yaşlar olduğunu öğrendiğinizde durumun ciddiyetini anlayacaksınız.
Bu eğitim sistemi ve ideolojisi ile yetiştirilmeyen eski jenerasyon ise olanları sadece şok ve hayret içerisinde izliyordu.
Her ne kadar birkaç protesto olsa da çoğu hızla susturuldu. Koca bir ülkenin yeni neslinin beyni yıkanıyordu ve Hitler’in ordusuna dönüşmüştü. Bütün her şeye rağmen bu beyin yıkama propagandasına karşı koyanlar ise azınlıktaydı.
Bu genç askerler özellikle savaşlarda ön cepheler konuyor ya da toplama kamplarında gardiyan olarak çalışıyorlardı.
Sadece 21 yaşında Yaduhi toplama kampına gardiyan olarak giden Oscar Groening ilk başlarda Yahudilere karşı olan davranışlara karşı şoka uğradığını ve iğrendiğini söylese de beyni yıkanmış bir genç olarak karşı koyamadığını ve bunun yapılması gereken doğru şey olduğunu düşündüğünü söyledi.
Kısacası beyni yıkanan bu genç askerler ülkeleri için doğru olanı yaptığını düşünüyordu. Bu aslında Hitler’in tam da elde etmek istediği orduydu.
Nazi ideolojisine karşı gelmeyen Alman askerleri ise acımasız sonuçlara katlanmak zorunda kalıyordu. Durum böyle olunca çoğu genç askerin şartları kabullenmekten başka şansı yoktu!
1935 yılına geldiğinde ise Hitler bütün Almanya ordusunun yüksek komutanı idi. Ayrıca anayasayı değiştirerek askerlerin bağlılık yeminlerini Alman Anayasası’na değil doğrudan kendi adı üzerine etmelerini sağladı.
Hitler’in bu stratejik hareketleri Alman ordusu üzerine olan gücünü arttırıyor ve onun ordunun her noktasını ele geçirmesini sağlıyordu.
Bu beyin yıkama operasyonu o kadar başarılıydı ki Nazi ordusu Rusya’nın derinliklerinde dondurucu soğuklarda ölürken bile Führerlerinin bir şekilde onları kurtaracağına inanıyordu.
Bu askerlerden çoğu Rus soğuklarına dayanamayarak açlık ve acı içerisinde öldü. Ölmeyenler ise Rus esir kamplarında yıllarca esir olarak kaldı.
Yani Nazi Almanya’sında Asker olmak düşünüldüğü gibi değildi!
Çoğu asker zorunluluktan veya beyin yıkama programları sonucu savaşıyordu. Ayrıca her Alman askeri bir Nazi değildi. Bu askerlerin çoğu genç yaştan itibaren beyni yıkanmış 20’li yaşlarında çocuklardı. Bunun dışında kalanlar ise başka bir seçenekleri olmadığı için itaat etmek zorundaydı.
